3 Haziran 2012 Pazar

Beslenme Düzenimiz

     Ek gidalara gectigimiz zamanlarda burada neler yedigimizden bahsetmistim.Yakin cevremden bu konuda o kadar cok soru aliyorum ki,yeniden bahsetmek istedim.Özel menülerimiz ya da herkesten farkli yedirdigim seyler yok elbette,ilgi ceken sadece kendi üzerimde kuramadigim ve hayatimin her döneminde bu konuda yasadigim sikintilari( beslenme sorunlari,kilo sorunlari,abur cuburlara olan düskünlük) oglumun yasamamasi icin gösterdigim özen ve disiplin sanirim.1 yil gecmis,bakalim neler degismis?
     Sabah 8 gibi uyandiginda 1 bardak inek sütü veriyorum,buzdolabindan ciktigi gibi.Ilik yada sicak sütü hic sevmiyor.(Inek sütü icin konusulan konulara katilmiyorum acikcasi.Ben bu yasimda halaaaaa günde 1 litre süt icen biriyim,evet vücudumda asiri kalsiyum var ama bunun hep artisini gördüm ve evet benim midem sütü gayet güzel tolere edebiliyor.)Biberonlarimizdan da burada bahsettigim gibi,gece beslenmemiz bittigi gün vedalasmistik.Sütünü ictikten sonra eger cok yorgunsa 1 saat kadar daha yatiyoruz,eger hoplamaya ziplamaya baslamissa kalkiyoruz.
     Yavrukusun en sevdigi ögün kahvalti ve hatta ailece yapilan pazar kahvaltilari.Mama sandalyesinin tepsisinde biz ne yiyorsak ona da ikram ediyoruz,bayila bayila eslik ediyor bize,hatta favorisi pastirma ve sucuk.Haftada 1 defa limitlerini asmasina izin olmali degil mi ;) Hamileyken Kayseri´ye gitmistik,ekmegini yedi,suyunu icti,normal ;)
     Saka bir yana elbette birkac minik parcadan baska pastirma,sucuk vermiyoruz,versek hepsini yer o ayri konu ama yagli,tuzlu ve en nihayetinde zararli. Sosis birkac defa verdik ama hic sicak bakmadigim bir besin.
     Dislerimizi 1 yasina kadar cikardigimiz icin( en arka 4 azi disimiz kaldi) yemek yerken sikinti cekmiyoruz.Her zaman mama sandalyesinde yemek yedirdim,bu aliskanlik her daim devam ediyor,hatta öyle ki arabamizin bagajinda ikeadan aldigimiz portatif mama sandalyesiyle geziyoruz,cocuksuz ev gezmelerinde böylelikle sikinti cekmiyoruz :)
     Sofraya beraber oturma sansimiz varsa ki genellikle bu dedigim gibi ya pazar kahvaltilarinda oluyor ya da aksam yemeklerinde,mutlaka bu firsati degerlendiriyoruz.Böylelikle yemek yeme konusunda daha cok cesaretleniyor ve bizi taklit edip kendisi yemeye calisiyor.
     Ha birde bahsetmistim,bulamac seklinde verilen kahvaltilara hicbir zaman olumlu bakmamistim,faydasini da gördüm,birkac arkadasimin bu sekilde besledigi bebeklerinin su anda hala kahvaltilarini bu sekilde yapmak istediklerini görüyorum,ve aliskanliklardan kurtulmak aliskanlik kazanmaktan maalesef daha uzun zaman aldigini eklemek istiyorum.
     Neyse..
     Kahvaltimiz menümüz söyle:



  • 1 yasindan itibaren yumurta beyazinida vermeye basladim.Ilk birkac ay gün asiri yediriyordum alerji riskine karsi ama artik günde 1 tane yiyor.Yumurtayi her sekilde yiyor.Önceleri domatesli yada peynirli omlet ya da haslanmis olarak veriyordum,sonra farkettim ki ayni seyleri yemekten sikiliyor.Artik her gün farkli sekilde yedirmeye calisiyorum.Krep,fransiz tostu,omlet,haslama...aklima ne gelirse.
  • 1 bardak taze sikilmis portakal ya da mandalina suyunu mutlaka iciyor.Ihlamur,meyve cayi yada rezene,anason,cörek otu cayini artik severek icmiyor.Zorlamiyorum.
  • Krem peynirini( az yagli) hala severek yiyor.Bazen 1 bazen 2 minik kutu kadar.Gouda peyniride favorisi,kücük bir dilim veriyorum bazen.
  • 3-4 minik domatesi rendeliyorum,bazen bardaktan icmek bazende kasikla yemek istiyor.
  • 2 zeytinin zarini soyup parca parca yediriyorum,kahvaltida cok severek yemedigi tek sey sanirim artik zeytin.
  • 1 kücük mama kasesiyle 5-6 yemek kasigi kasik mamasini severek yiyor.Bebek ekmeklerini sadece bir dönem yedirdim,onun yerine tahilli mama daha cok mantikli geliyor.
  • 1 minik kutu yogurdunu da yiyor.Hipp´in minik meyveli püreleri ilk tercihim,fruchtzwerg dedigimiz minik danone meyveli yogurtlar (sekersiz olanlardan) ise ikinci tercihimiz.
  • Eger istahinda azalma varsa ve bu saydiklarimdan cok az yediyse 1 tatli kasigi tahin-pekmez veriyorum.Yada bazen onun yerine yine 1 tatli kasigi bal yediriyorum.
     Kisacasi kahvalti tabagimizda 1 yumurta,2 zeytin,3-4 minik domates,krem peynir,1 minik kutu yogurt,1 bardak meyve suyu,1 kücük kase kasik mamasi ve eger bunlari yemediyse bal yada pekmez.

     Ara ögün - saat 11-12 arasi ;

     Ara ögünün önemi malum.Her ne kadar biz bu düzeni tam oturtamamis olsakta elimden geldigince atlamamaya calisiyorum,ama bu saatlerde hemen hergün disari ciktigimiz icin genelde disardan birseyler yiyerek gecistiriyoruz.

  • Bu ögünde maalesef ceyrek simit,3-5 tuzsuz organik cubuk kraker ya da 2 lokma sade kruvasan yiyor.
  • Yanimda her daim tasidigim kuru meyvelerinden de atistiriyor.Kuru üzüm,hurma,kuru incir,kuru kayisi,kuru erik en sevdikleri arasinda.
     Saat 12:00 - 13:00 arasi uykuya geciyor.Kurulmus calar saat gibi tam 1 saat uyuyor,eksigi oluyor ama fazlasi cok nadir.Uyandiktan yarim saat sonra yemege geciyoruz cünkü uyaninca kucagima geliyor,10 dakika sarilarak öylece yatiyor ( en sevdigim an ),sonra biraz daha oynasiyoruz,uykusu aciliyor ve yemege öyle geciyoruz.

     Ögle yemegimiz cok kompleks aslinda.Cünkü belli bir denge kurmaya cabaliyorum.Haftanin 2 günü kirmizi et,1 gün balik,1 gün tavuk yada hindi,2 gün sadece sebze,1 gün corba cesitleri.Besinleri yagda kizartarak vermemeye calisiyorum.

Ögle yemegi menülerimiz.( saat 13:30-14:30 gibi )
  • Kücük kücük posetlerde buzdolabinin bir cekmecesini oglus icin et,kiyma ve tavukla doldurmaya calisiyorum.Hem pratik oluyor,tamamini cözdürüp kullanma derdi olmuyor,hemde cabucak cözülüyor,beklemek zorunda kalmiyor. Et cikardiysam 1 cay kasigindan az tereyagda kavuruyorum,hasliyorum,firinliyorum...Aklima o an ne geliyorsa onu yapiyorum.Kiyma cikardiysam genellikle cok az tuz,nane ve kuru soganla yogurup köfte yapiyorum ve asla kizartmiyorum,mutlaka yagli kagit üzerinde firinliyorum.Yaninda da yine yagli kagit üzerinde firinladigim sebzeleri koyuyorum. Tavuk veya hindi cikarmissam da hasliyorum ya da firinliyorum,her ikisinin üzerine de favorisi olan misirli,domatesli yagsiz sosu yapip döküyorum.
  • Oglum balik yemeyi pek sevmiyor aslinda.Hatta somon baligindan 1 lokma dahi alsa midesinde ne var ne yok cikarmak durumunda kaliyor.O yüzden cok zorlamiyorum.Genellikle iglonun balik larindan aliyorum,firinliyorum.
  • Sebze yemekleri olarak ise bildigimiz evde yaptigimiz yemeklerden yediriyorum.Esimde bende yagli ve tuzlu yemek yemedigimiz icin ( her ne kadar kilomuz bunu göstermese de öyle,onlar cikolata ve stres göbegi bi kere hihhh) evde ne pisiyorsa rahatlikla veriyorum.Favorisi firinda besamel soslu,gouda peynirli patates ve brokoli gratin.Ne kadar verirsem yiyebilecek kadar seviyor bunu.Ama besamel sosu malum biraz yagli oldugu icin abartmiyorum ve cok sik yedirmiyorum.Dedigim gibi yagi ve tuzu dengelenmis olan tüm e yemeklerini rahatlikla yiyebilecek yastalar artik.Icinde brokoli,karnibahar olan herseyi severek yiyor cok sükür.Bu konuda bari bana cekmis :) Yalniz makarna,pirinc ve patatesi cok yememesine gayret ediyorum,bosuna seker,karbonhidrat yüklemeye gerek yok o minik karacigerlerine.
  • Corbayla nedense hicbir zaman arasi olmadi oglumun,sulu olmasindan mi yoksa tatlarindan mi bilmiyorum.Tarhana,sehriye ya da yogurtlu corba yoksa digerlerini cok nadir ve zor iciyor.O yüzden hafta da bir gün sevdigi corbalardan birini kesin yapiyorum,sulu icmedigi icin 1-2 tane bebek ekmegi katiyorum (etimek gibi kitir kitir olanlardan.) Ama et yemeginin yanina sebze yemedigi zamanlarda da cok az corba yapip yedirmeye calisiyorum. 
     Ara ögün ( aksam yemegine kadar olan herhangi bir zaman dilimi)
  • Yine ya kuru meyvelerinden yiyor ya da 3-4 dal brokoliyi hafifce hasliyorum,kücük kücük kesip tabaga koyup oyun masasina koyuyorum,gelip gidip yiyor ,  gelip gidip yemiyor elbette,oturup son zerresine kadar büyük bir istahla yiyor yagsiz tuzsuz haslanmis brokolilerini :) ( en azindan benim gibi cig yemiyor,bu da iyi degil mi ;))

     Aksam yemegini saat 17:00-18:00 gibi yiyor.Yemek dedigime bakmayin,aksamlari metabolizma yavas oldugu icin hafif besinlere alismasini saglamaya calisiyorum.Yeme aliskanliklari nasil baslarsa öyle gider düsüncesindeyim,agir yemeklere alisirsa ilerde de sagliksiz yeme aliskanliklari edinecek,tip ki ben ve esim gibi.Simdi olayin bilincine vardik ama gec kaldik,cünkü gece 12 de kalkip gidip kebap yiyecek kapasitede insanlar olmamiz tamamen edindigimiz aliskanliklarimiza bagli.O yüzden oglum aksamlari meyve yiyor.( despot mespot degilim,hatalardan pay cikariyorum sadece )Bazen yogurt ve meyveyi ayni anda bazen sadece meyve olarak.

     Aksam menümüz ;
  • Sadece meyve ve ya meyve püresinden olusuyor.Ya taze meyveleri minik minik dograyip tabagi önüne koyuyorum kendisi yiyor,ya da püre halinde yediriyorum.Ogluma kalsa meyveleri pürelenmis halde ( pürelerden kastim pütürlü kalmasi sartiyla) yer,dilim dilim meyve yemeyi sevdiremedim henüz.

     Yatmadan önce ( 20:00-20:30)

  • Eger aksam menüsünden pek verim alamadiysak,ishatsizsa ya da yemegi oyuna cevirip yemediyse 1 kutu(200 gr) yagsiz yogurt yedirip yatiriyorum.
     Veee mutlaka bol bol su iciyor,yatmadan önce de mutlaka dislerini fircaliyoruz ;)




Fotograf alintidir

1 Haziran 2012 Cuma

Felaket Habercilerine!

     Hayatta en sinir olduklarimin listesinde gün gectikce en üst basamaklara tirmanan bir söylem var.´ Filanca olunca görürsün,daha bu ne ki,iyi günlerindesin.´ Bu cümleleri duyunca kan beynime sicriyor yeminle.
     Hayatin her alaninda,her aninda bu cümleleri sakiz gibi diline yerlestiren komsu,akraba,arkadas oluyor cevremizde,mutlaka.
Okul döneminde´ Tadini cikar,ise girince görürsün´,
Nisanlanirsin ´En iyi zamanlarin,evlenince görürsün´
Evlenirsin ´ Daha bunlar cicim bicim aylari,az zaman gecsin görürsün ´
Hamile kalirsin ve yandiginin resmidir artik. ´ Ooo bunlar iyi zamanlarin,karnin büyüsün görürsün´
´ Son zamanlarin tadini cikar,dogunca görürsün.´ 
´ Melek canim bu melek,az hareketlensin görürsün.´,
´ Bi emeklesin görürsün,bi yürüsün görürsün,bir konussun görürsün,ikinci mi aaaa o zaman görürsün bla bla bla bla.... Sonu yok bu yaygaralarin,cok bekledim biter nasil olsa diye ama cik,yok,bit-mi-yor!
     Görürsem görürüm kardesim,görmek icin evlendim,görmek icin cocuk yapmadim mi zaten.Ne demeye felaket tellalligi yapiyorsunuz,her karsima cikisinizda bilmis bilmis su olsun görürsün bu olsun görürsün diyorsunuz ki?Azcik hayata bakis acinizi degistirseniz belki sizde felaket okumaktan cok hayattan zevk alacaksiniz!
     Ben memnunum hayatimdan.Oglumun yaramazliklarindan da memnunum,emzigini buzdolabindan cikarmaktanda,gözlügümü camasir makinasindan bulmaktanda,koltuklarimin boya kalemleriyle boyanmasindan da,karsima gecip eke eke ´issemiooo´´demesinden de memnunum.
     Attigi her adimdan,yasadigimiz her yeni günden de memnun olacagim.Cünkü bunu görmek,yasamak icin beraberiz,her animi iyisiyle kötüsüyle tadini cikara cikara yasamayi seviyorum.
     Günesin dogusunu izlemekte,rüzgara karsi derin derin nefes almakta,yagmurda yürüyüp her bir damla da irkilmekte,evime aldigim bir buket lale de,esimin bir minik öpücügü de,ogluma sarildigim 5 saniyede benim icin degerli,zorluklari da ayni sekilde.Hepsinin bir getirisi var mutlaka.Hayatin anlami bunlar benim icin.O yüzden oglumla esimle beraber gördügüm hersey kabulüm,hayatin her aninin tadini cikarmakta ona nasil baktiginizla alakali degil mi zaten?


Fotograf alintidir

31 Mayıs 2012 Perşembe

Karanliga Dogru

     Bilmiyorum ki nereden baslasam..Endiseliyim,öfkeliyim,saskinim...Bu sadece bir olay yüzünden degil,onlarcasinin birikimi...Siyasetten konusmayi sevmiyorum,hele hele her ne kadar kisisel blogum olsa da burada konusmaktan.Ama tak etti artik ve birkac cümle karalamak istedim buraya.Icimde kopan koca bir ciglik var ancak nereye dogru koyversem bilemiyorum.Isin kötüsü ne söylesem nereye gider,nasil gider onu da kestiremiyorum.
Büyük bir safsatanin icindeyiz sadece onu görüyorum.
     Lise yillarinda cok sevdigim kimya ögretmenimin dedigi gibi ´Emme basma tulumba gibi herseye kafa salliyoruz´ Herseye tamam diyoruz,yada tamam demekle ayni kapiya cikan eylemi-susmayi seciyoruz.
Askerimize,polisimize kursun sikiliyor,susuyoruz! Topraklarimiz saga sola satiliyor,susuyoruz! Kadinimiz siddet görüyor,yetmiyor öldürülüyor,susuyoruz! Cocuklarimiza,kizlarimiza-ogullarimiza tecavüz ediliyor,susuyoruz! Internetimize yasak geliyor,susuyoruz! Ickimize yasak geliyor,sarap icmeyin üzüm yiyin deniyor,susuyoruz! Anne kucagindaki cocuklarimiz 4+4+4 sacmaligiyla apar topar bizden kopariliyor,susuyoruz!  Bebek,cocuk,kadin denmeden herkes coplaniyor,susuyoruz!Kisacasi eglencemize,egitimimize,yediklerimizden ictiklerimize,giydiklerimizden,izlediklerimize,hatta yapacagimiz cocuk sayisina kadar müdahele ediliyor ama biz SUSUYORUZ!Önümüze konan herseyi susarak kabul ediyoruz,sindiriyoruz,ya da sindirdigimizi saniyoruz aslinda...Keskeler midemizde birikipte büyük bir krampla bizleri saga sola savurdugunda ne yapacagiz peki,bu defa cigligimiz koca bir kara delikten baska nerede yanki bulacak?
     Ve simdilerde kürtaj ve sezaryen konusu...
     Anne-bebek dostu dogal dogum yanlisiyim evet,ve evet keyfi sezaryen konusu beni de rahatsiz ediyor.Ancak anlamadigim sey su.bir devlet öncelikle vatandasini bilinclendirmeli,egitmeli.Evet ülkemizde keyfi sezaryen hat safhada,evet doktorlarin bir cogu,hastanelerin bir cogu bu müdaheleyi kendi cikarlari icin yapiyorlar.Öyleyse önce bu düzeni degistirmen,ayni anda vatandasi da bilinclendirmen gerekmiyor mu?
     Peki ya kürtaja ne demezsin? Evet kürtaj bir dogum kontrol yöntemi degil,bunu biliyoruz.Evet benimde icim gidiyor bir bebege kiyildigini,yasama hakkinin elinden alindigini duyunca,görünce,okuyunca.Ama madem demokratik(!) bir ülkeyiz,o yasak,bu yasak, su yasak diyerek kendimizle celismiyor muyuz??Günahsa günah,sen verirsin aile planlama egitimini,cekilirsin kenara,gühahini sevabini a sahsi,b sahsi düsünür.Kimsenin bacak arasini sen düsünemezsin!Hele hele daha vahim konular varken!
     Bu kürtaj meselesinin birde tecavüz kismi var ki,hic konusmak istemiyorum.Tecavüze ugrayan cocugu doguracakmis,o bakamiyorsa devlet bakacakmis!!! Bak sen! Bunu duyunca kafama balyoz yemisten beter oldum.Bu nasil bir mantik(!)?
     Sen önce kadininin,kizinin daha özgür yasayabilecegi bir ortam yarat,insanini egit,tecavüze son verde,ondan sonra konus!Haa ama pardon,mini etek giyiyoruz,tecavüz bize müstehak öyle degil mi!?!          Yemin ederim aklim almiyor.Bazen bazi insanlarin beyin kivrimlarindan yoksun dogduklarini düsünüyorum!
     Isin en cok üzüldügüm noktasi ne biliyor musunuz?Tüm bunlarin islam adi altinda yapiliyor olmasi...Islamiyet gericilik,islamiyet seriatcilik demek degil,eger bir defa el etek öpmeden Kurani Kerimi okusalardi simdiye kadar gercekten demokratik,insan haklarina saygili ve daha özgür bir toplum olurduk...