Evdeyken zaman gecmek bilmez,tatilde 3 hafta nasilda hizla gecti gitti anlayamadik!En basindan baslayayim...
Ankara´da annemlerde 2 gün kaldiktan sonra arabayla Istanbul´a gectik.Yolda Sapanca´da durup yemek yedik.Istanbul´a yaklasirken ´trafik cok kötü,köprüler kapali,arabayla rezil olursunuz´ doldurmalarina inandigimiz icin epey korksakta hicte öyle olmadigini görünce rahatladik.Istanbullu arkadaslarim hic gücenmesinler ama sadece sunu söylemek istiyorum.
Istanbul´da bize göre trafik cok normaldi,büyüksehir en nihayetinde,gayet normal,hatta iyi bile!Ayrica sunu da ekleyim,kaldigimiz 5 gün icinde sürekli arabayla gezdik,ayni gün 2 gelis 2 dönüs toplam 4 kez köprü trafigine de kaldik ama hic bir sorun yasamadik.Arabayla bogaz turu bile yaptik,girmedigimiz delik kalmadi.Cok keyif aldik ve yine gidersek kesinlikle yine arabayla gideriz.Park sorunu da hic yasamadik,Taksimin göbeginde bile :) Ha birde,Istanbul trafiginde(!) de gayet centilmen insanlar var,yolunu kesme vs.hic yasamadik.Ankara bu konuda inanin daha geride.Kuralsiz,saygisiz kullananlar daha cok bence.
Otelimiz zaten Sultanahmet´teydi.Ayasofya´yi terastan,Topkapi sarayinida odanin penceresinden rahatlikla izleyebiliyorduk.Yani tarihi yerleri gezmek daha kolay oldu bizim icin.Kapalicarsi zaten harikaydi,birkac esnafla sohbet etme sansimiz oldu,cok keyifliydi.Misir carsisinin kalabaligi ve buram buram kokan taze cekilmis türk kahvesi bizi ikinci kez vurdu ve yine paket paket kahvelerle doldurduk elimizi kolumuzu.Eminönü balikcilari,tahta tabureler üzerinde salas yenen balik ekmegin tadi,sesler,kosusturmalar,martilarin cigliklari,vapurlarin gürültüleri...Hepsini yine hayranlikla izledim,yasadim.Cok seviyorum ben bu düzensizligi,hengameyi :)
Kadiköy yine olmazsa olmaz duraklarimizdandi.Eh,evimiz yuvamiz bir nevi degil mi ;)Hem öglen vapurla gecip,gezip,aksama yeniden arabayla gectigimizde oldu.Heryer ama heryer cok güzeldi.Ama en cok yine beni vuran Kiz Kulesi oldu tabii ki...Kiz kulesine bakan evlerde oturanlari ciddi anlamda kiskaniyorum.Ömrümü oraya bakarak gecirebilirim,o derece...
Bol bol alisveriste yapma sansim oldu cünkü cok iyi alisveris merkezleri var.Onun haricinde Kapalicarsida kendimi kaybettim,o motifler,laleler,kaftanlar...Istanbul´daki pazarlarinda meshur oldugunu duydum ama kismet olmadi bu defa,arastirmadim da isin acigi,cok severim pazarlari aslinda.Kisacasi Istanbul bir rüya gibi geldi,gecti yine...Insallah en kisa zamanda yine yine yine giderim :)
Istanbuldan ciktiktan sonra Abant´a gittik.Hayalkirikligi yasadigimi söylemem gerek.Dogasina lafim yok kesinlikle ama hic begenmedik ne oteli (güya tanindik meshur biyer ),ne cevreyi...Sabah erkenden de Düzce´ye yola ciktik.Fenerbahce Topuk Yaylasi Tesislerine tabiiki de :)
Tek kelimeyle mükemmeldi...Hem dogasi -Abanta bir milyon basar- hem yapisi,hem calisanlari,herseyi harikaydi.Her sene birkac gün oraya gidip kafa dinleme sözü verdik kocacigimla.Balkonda,göl manzarasinda,tertemiz havada bol bol kitap okudum,cok iyi geldi tüm yorgunluguma.
Ankara´ya döndügümüzde yogun tempo bizi bekliyordu.Kuzenimizin kinasi,dügünü,babamin belinden problemleri ve hastane-ev arasi mekik dokumaca derken izini bitirdik,geldik.
Kisaydi ama dolu doluydu.1 yil iple cektigimiz,gün gün usanmadan saydigimiz tatilimiz böyle gecti iste.
Ha birde yavrukusu Istanbulda günes carpti,ateslendi.Dönecegimiz gün yani tamda pazar günü nöbetci doktor bulurmuyuz ki sorulariyla direk Alman hastanesine götürdük.Hafif kizariklik var bogazinda dedi ama 3 gün ates onu da bizi de cok hirpaladi.Ankara´da ise durum iyice vahimlesince cocuk hastanesine gittik.Meger bogazi tamamen enfeksiyon olmus,antibiyotik tedavisiyle cok sükür ki gecirdik ama bu arada bende hastalaninca daha zor oldu bizim icin.
Dönüs yolu maceramizida anlatip konuya nokta koyayim.11 de havalanmasi beklenen ucagimiz saatinda tam havalanirken-artik son surat pistte hareket halindeyken- aniden dehset verici bir frenle durduk.Meger ariza cikmis.Ucakta ayilanlar,bayilanlar...2 saat ucaktan cikarmadilar bizi,teknik ekip vs.geldi.Yok,olmuyor.Uzun sürebilir diye bizi tekrar havaalanina aldilar,tam 8 saat orda burda süründük.En sonunda baska bir ucakla aksam 7de ucabildik ama bu defa da baska bir havaalanina inis yaptilar.Yolculari otobüslerle diger havaalanina götürdüler.Neyse ki kayinpederim internetten olan biteni takip ettigi icin bizi indigimiz yerden aldi.Eve geldigimizde ise saat sabahin 1iydi...
Hem yogun hem hizli bir tatil gecirmis olduk yani,tadi damagimizda kaldi.Ama sunu anladik ki deniz tatili yapmadan olmuyor,deniz-kum-günes üclüsünü istiyor bu bünyeler.Eylülde kisa bir kacamak hic fena olmaz degil mi,kim bilir ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder