10 Temmuz 2013 Çarşamba

Terapistiniz Terapide,Rahatsiz Etmeyiniz;)

     Son zamanlarda öyle yogun günler gecirdik ki ailece,cogu zaman evimi özledim diyebilirim.Yakin arkadaslarimizin dügününde sagdic geleneginde piyangonun bize vurmasiyla basladi hersey.Nikah,kina,dügün hazirliklari,ordan oraya kosturmaca,cocugu 50 km mesafede babaanneye birakip ordan oraya mekik dokumak,gelen giden misafirler derken cidden cok yoruldum.Gözümü kapattigimda turkuaz bir denizin kenarinda,ipek gibi kumlarin üzerine uzanmis kitaplara gömülerek yorgunlugumu attigimi hayal ettim sürekli,hatta öyle ki bunun sadece hayal oldugunu bildigim icin siddetli bas agrilari bile cektim sinirden :)
     Bas agrilari demisken,gözlerimin önünde simsekler cakiyor gibi,flaslar patliyor gibi olup sonrasinda yari görme kaybi,tansiyonda dengesizlik ve siddetli bas agrisi sikayetleriyle doktora gittigimde migren tanisi kondu,hemde alingirli bir migren,´aurali migren´ :) Tedavisi yokmus,klasik strese girme tavsiyeleri, ama kistan bu yana stres yapmadigimi sandigim ne tür olaylar yasadigim malum.Hastaliklar,oglusumun alninin yarilmasi,esimin yeni is telaslari,dügün dernek olaylari derken kendimi cok ihmal etmisim demek ki...
     Vücudum alarm vermekten bir hal oldu aslinda,ama ben bir firsat bulupta doktora gidemedim.Kistlerim azmis olmali ,hormonlarim cildirmistir eminim.Sekerim bi garip zaten.Gözlerim icin ayrica gitmeliyim...Hepsinin randevusunu ayarladim gerci ama aylar sonrasina maalesef.       
     Güzel yürekli cok sevdigim bir arkadasimi sürekli ´bana reiki göndersene noooolur´ diye kac kez aradim bilmiyorum :) Hakkini helal et canim,sen kendini biliyorsun ;) 
     Deli dolu,azcik manyak,bardagi hep dolu tarafindan gören,yapisi geregi hicbiseyi kafaya takmayan,amaaaan bosverci bendeniz strese kaynakli migrenimle durdum ve ´hoop ne yapiyorsun sen böyle´ diye  bir düsündüm yani. Herseye,herkese karsi bu kadar empati kurma,elaleme verdigin kit aklinin ceyregini kendine harca telkinleriyle su anda rahatlama seanslarimla biseyleri yoluna koymaya cabaliyorum.Elalem dediklerim malum gecmiste biraktiklarim,arkadas konusunda secici davranmadigim,herkesin derdini kendi derdim gibi dinledigim,onlari rahatlattigimi söyledikleri dönemlerdeki beni dert-stres küpü yapmaktan baska bir adim öteye götüremeyen,kaprisli, kompleksi,kiskanc (en korktugum insan tipidir)depresif ve ömürleri boyunca öyle kalmaya mahkum ciddi anlamda sorunlu insanlar...Ayikladiklarim yani :) ohhh rahatladim bee,amma sinir etmisler beni caktirmadan:)Amaaaaan neyse canim,gecmis gecmiste kaldi bile,biz sevdiklerimizle önümüze bakalim degil mi:)
     Son durum budur bizde.Hersey rayina girecek bakalim,saglik olsun da gerisi de gelir bir sekilde...


Kitap Önerileri 4

   Son zamanlarda öyle yogun bir tempoyla kosturuyordum ki,gün icinde okumak söyle dursun,yatakta okumadan uyuyamayan ben,daha yastiga basimi koyar koymaz bayiliyordum :)Son 1-1,5 aydir tempom azaldi da kitaplarla bulusabildim.Cocuk gelisimi ile ilgili olan kitaplari es geciyorum.Iste okuduklarimdan bazilari,umarim sizde keyifle okursunuz ;)



                                                                   Grinin Elli Tonu
    



Sah ve Sultan





Sen Sarkini Söyledigin Zaman




Allah Beni Böyle Yaratmis




Harem Agasi






Not: Fotograflar alintidir.



22 Haziran 2013 Cumartesi

Bebegim Büyüyor - 2,5 Yas Cocuk Gelisimi

Minik bir ergenle mücadele icerisindeyim su sira.Engel tanimayan,kendi kararlarini kendisi vermek isteyen ve bunu basaran kücücük ama tavriyla,hareketleriyle kocaman bir delikanli annesiyim :)
Ne zaman dogdu,ne ara bu Kadar büyüdü bilmiyorum.Eski fotograflara baktikca ´hadi canim,bu ne zaman olmus ´ diyorum sürekli...
  • Diger aylardan farkli pek birsey yok aslinda,özgürlügüne düskünlügü,el becerileri,oyun kurma cabalari,dil gelisimi ayni gaz devam ediyor.
  • Cok daha güzel konusmaya basladi Türkceyi.Almanca konusunda gayreti devam ediyor.Dil konusunda hala merakla ve israrla ögrenme cabasinda..
  • Uzayla ilgili hersey ilgisini cekiyor su sira.Hersey okumami istedigi bir kitapla basladi ve suan kitabi ezlerlemis bile.Gezegenleri sirasiyla sayiyor,günesin etrafinda nasil döndüklerini anlatmaya cabaliyor´´Dünyanin etyafinda buyutlar kapli,daglay var,denizler var.Günes dünyayi isitiyoy´ diye kendi cümleleriyle uzuuuuun uzun hikayeler anlatiyor.
  • Ses tonumuza Kadar herseyi taklit ediyor,bazen kendi söylediklerimi oglumdan duyunca sasiriyorum .´ Oglum sana bunu yapmamani söylemistim,hatirliyor musun?´ gibi cümleler..:)
  • Iki basamakli sayilari taniyor.Örnegin ´ anne bak,atesim 37 olmus´ diye atesölceri getiriyor,ilk kez böyle kesfetmistim ögrendigini :)
  • Saatlere merak saldi su sira,
         - Anne Saat kac?
         - Saat 3 oglum..
         - Biyasdan 4 olcak demi anne?   gibi konusmalar sikca yasaniyor.
  • Okuma saatlerimiz gitgide uzuyor,hergün daha cok kitap okunmasini istiyor,daha cok kütüphaneye gitmek,daha cok kitap almak...Artik cogu hikayeyi ezbere okuyoruz babasiyla.
  • Kreste yaptiklarini güzelce anlatiyor.Yemegini yedi mi,altini kim acti,kiminle ne oynadi gibi.
  • Alt acma diyince,bezini cikarmak istemiyor.Birkac defa istedi,cikardim,lazimligina oturdu,tam yapacakken bezi taktirdi.Uzun zamandir kaka yapacagi zaman ve yaptiktan sonra söylüyor ancak hem lazimlik,hemde tuvalet adaptörüne ragmen cikarmak istemiyor.Israr etmiyorum,etmeyi düsünmüyorum.
  • Dolabinin karsisina gecip ne giymek istedigine kendisi karar veriyor.Alisveriste giysilerini kendisi seciyor,ayna karsisina geciyor,inceliyor,inceliyor,inceliyooor ve  ´Güzel olmusum´ diyor,beni bitiriyor,eritiyor :) Ama benim giydiklerimi ve aldiklarimi da secmeye basladi,saclarimdaki,yüzümdeki en ufak degisikligi hemen farkedip ´´ güzel olmus annem´´ diyor.Biraz bakimina düskün olcak ne güzel :P
  • Mozart ve vivaldinin cogu eserini taniyor,müzik baslar baslamaz ´Bu Mozaaaaaaaarrrrt,sesi acin yütfen´ diyor:) Evde ayni müzik zevkini paylastigim birinin olmasi beni sevindiriyor acikcasi :)
  • Arabaya biner binmez kemerini taktirma huyu hep vardi ama artik diger herkeside uyarma noktasina Kadar geldi.´Babaanne kemey takaymisin yütfen´ :) Ve evet,lütfen kelimesini kullaniyor kibar minigim ;)
  • Tipik,araba sevdalisi bir erkek cocugu haline geldi.Markalara falan takintili bir cocuk olsun hic istemedim,öyle de degil aslinda ama sadece tek bir markaya asiri ilgisi var. Audi takintisini bilmeyen yoktu ama artik görüdügü her audiye kosup inceliyor,bu yetmiyor gibi zevkinide belli ediyor.´R8 ve Q5 ayayim mi anne,babaya söyleyelim alsin tamam mi?´´ diye günde belki zilyon kere tekrarliyor.Bu asirilik bazen beni düsündürsede simdilik müdahele etmiyorum,bakalim...Isin kötüsü birde su,babasinin arabasina binip,anahtari takip kontagi ceviriyor.Allahtan araba otomatik ve frene basmadigi icin vites atip hareket ettirme sansi yok,ayaklarini uzatmaya calissa da beceremiyor cok sükür,yakin cevremdekiler cok yakin bir gelecekte arabayi kacirabilecegini söylüyorlar ki mümkündür...Allah korusun :/ 
Aklima gelenler bunlar simdilik.Diger aylarda bahsettiklerim ayni sekilde devam ediyor diye tekrarlamak istemedim.Bol neseli,bol oyunlu,hikayeli,sarkili,dansli ve günde birkac defa yasinin sendromlarini yasayarak büyüyüp gidiyor cok sükür...Daha nice güzel aylar,yillar görelim insallah...




Not: Yine,yeniden hatirlatmak istiyorum,her bebek farklidir,her bebegin gelisim sürecleride farklidir.Bu yazdiklarim sadece benim bebegim icin gecerli durumlardir ve baska hicbir bebek icin referans alinmamalidir..:)

21 Nisan 2013 Pazar

Bebegim Büyüyor - 27-28 Aylik Cocuk Gelisimi

     Piuuu 1,2,3.. derken 28 aylik olmusuz:) Farkettiyseniz artik bebek degil,cocuk diyoruz ufakliklara.Zaman ne cabuk geciyor,bir de bakmisiz ´Oglumun/Kizimin üniversite kaydini yaptik,dügün hazirliklari basladi´ diye basliklar girermisiz :P Ucma cucu,ucma.O zamana kadar bloglar tarih olur ya da kim bilir belki de tüm arkadasliklar sadece internet ve bloglar üzerinden saglanir,sosyal yasam suan oldugu gibi sadece tabletler,telefonlarlada degil minnacik ciplerle sinirli kalir.Pehh,gidisata bi bakin,olacak bu maalesef...
     Neyse konumuza dönelim :) Artik kücük bir ergenim var evde,bana kafa tutan,sinirlarini kendisi koymak isteyen,istedigi olmayinca sinirlenip itiraz eden,hizini alamayinca vurup kiran bir ergen.Bi 10-12 sene sonra yasayacagi ergenlik döneminden tek farki sivilceleri yok ve sesi hörül hörül degil,ha birde sakal-biyik olayina girmedik daha :) Ama özetle durum budur arkadaslar :)
     2-3 yas arasi dönemde yasanan su meshur tabirle terrible two sendromlarinin dibindeyiz.Evde uyku zamanlarinin disinda sürekli bir mücadele hali mevcut.
Ben: Oglum disari cikalim mi?
Oglus : Hayiy!
Ben: Peki oglum evde kalalim mi?
Oglus: Hayiy!
Tanidik geldi mi?Böyle bir konusmadan sonra muhtemelen cocugunuzu alip binanin merdiven boslugunda pineklemek isteyebilirsiniz,ya da cocugunuzu orda öylece birakip ´hadi bakalim,madem öyle,iste böyle´ diyerek kacacak noktaya da gelebilirsiniz :)) Ama sakin olun diyor uzmanlar,ve dogru da söylüyorlar inanin.Bazen sinirleriniz iyice lackalasip,oturup aglayasiniz gelse de derin bir nefes alin ve isinize dönün,bu arada kücük ergenler sakinlesip yaniniza gelip ne yapmak istedigini söyleyecektir ya da ne yapmak istemedigini :)
     Ahh,birde bizim bu dönem tam da kis ayina denk geldi ki tuzu biberi oldu,hastaliklardan kurtulamadik,disari eksi bilmem kaclarda,ciktigimizda 5 dakika sonra donunca eve kacasim geliyordu.Neyse ki simdilerde havalar isinmaya basladi da azcik nefes aldik,kriz aninda kovayi,küregi toplayip parka yallah :)
Bir ara derleyip toplayip uzun uzuuuun ic dökmek istiyorum bu konuda,tabii firsat bulabilirsem :(

  • Konusan,anlatan bir birey oldu artik.Okulda neler yaptigini,ögretmeninin ne dedigini dilinin döndügünce anlatiyor.
  • Önceligimiz olan,ana dili türkce konusunda bir basamak daha atladik,daha anlamli ifadeler,baglaclar,ekler oturmaya basladi.
  • Ikinci dilimiz almanca konusunda da anlama konusunda hicbir sikintisi kalmadi,konusmaya bile geciyoruz yavas yavas.
  • Bonus dilimiz ingilizcede de daha önce bahsettigim gibi renkler,harfler,sekiller,rakamlara oldukca hakim,izledigi birkac videodaki diyaloglari da anlamaya calisiyor.(Ingilizce konusunda hicbir zaman israrci olmadik,aynen harfler ve okuma merakinda oldugu gibi sadece sorduklarina yanit verdik)
  • Bu aralar istah konusunda sikintilar yasiyoruz,hastaliklara da baglayabiliriz,yasinin verdigi seciciliginin yansimasinada..
  • Bagimsiz,özgür olma hevesi her alanda kendini gösterir oldu.(Ahhghhgh basima agri girdi düsününce:))
Kisacasi bizde durum budur,dile yogunlasmis durumdayiz,her kelimeyi kapma hevesinde su ara.Önceki aylarda yazdiklarimi tekrar yazmak istemedim,hepsi aynen devam ediyor.
Birde daha cok arkadaslariyla-yasitlariyla vakit gecirmek istedigini farkettim,grup oyunlarindan da böylece zevk almasida artti.
Bizden bu kadar.Hepimizin cocuklarina saglik,nese dolu bir ay diliyorum...




Not: Yine,yeniden hatirlatmak istiyorum,her bebek farklidir,her bebegin gelisim sürecleride farklidir.Bu yazdiklarim sadece benim bebegim icin gecerli durumlardir ve baska hicbir bebek icin referans alinmamalidir..:)


5 Nisan 2013 Cuma

Türkiye Kacamagi ve Olaylar Olaylar...

     Esimin yeni ise girmesiyle birlikte 6 ay boyunca tatil imkanimiz olmayacagi icin,firsat bu firsat diyip kimselere haber vermeden atladik ucaga,solugu Türkiye´de aldik..Tabii ki olmazsa olmaz yine uzun saatler süren rötarli ucusumuzla...Herkese sürpriz oldu ama esas sürprizi biz yasadik..
     Ailevi birkac problemin göbegine inmisiz meger.Uzuuuun geceler süren aile toplantilari falan derken ilk 3 günümüz öyle gecti.Tam hersey durulmusken oglusum kuzenimin ogluyla kostururken sehpaya düsüp alnini parcaladi.Hemde ne parcalama :(
     Hepimizin gözü önünde,sadece bir uzansak tutacagimiz mesafede oldu olay.Dogruca acile gittik,hemen müdahele edildi,yapistirdilar kuzumun alnini.Ama yara epey derin ve 2-3 cm uzunlugunda :(
     Sonrasinda uzun arayislarla alaninda iyi bir plastik cerraha daha gösterdik.Cok sansli oldugumuzu,yarilmasinin iyi oldugunu aksi halde dokuya ciddi zarar verebilecegini,iz kalmayacagini ama ola ki kalirsa bile kesigin yeri itibariyle ilerde olusacak mimik cizgisi gibi duracagini söylese de yandi icim bir kere :(
     Kuzucum artik alninin tam ortasinda kocaman bir yarayla duruyor.Gördükce icim gidiyor.Insallah iz kalmaz ve insallah daha büyük dertlerle karsilasmayiz...
     Tüm bunlarla ugrasirken esimin babaannesinin ani rahatsizligi,onun tetkikleriyle ugrasirken bu seferde dedesinin acile kaldirilmasi topu tüfegi 9 günlük bu kacamagimizin neredeyse tamaminin hastane köselerinde gecmesine neden oldu.Cok sükür ki hersey suanda yolunda ancak biz stres atip gelelim derken stres topu olarak, kocaman,hic izin hakkimiz olmadigi bir seneye adim atmis olduk..
     Ev-hastane arasinda mekik dokuyarak,kimseleri göremeden,Türkiye havasini soluyamadan döndük evimize...
     Neyse..Gecmis gitmis olsun belalar,kazalar,hastaliklar da tesellimiz bu olsun bari diyelim...
     Ilk firsatta paylasmam gereken yazilar olacak,azcik bi soluklanayim da ;) Görüsmek üzereee

2 Şubat 2013 Cumartesi

Bebegim Büyüyor - 25-26 Aylik Cocuk Gelisimi

     Oglum büyümüste bebeklikten cikmis ;) 2 yasini gecince bebeklik geride kaldi bana göre.Artik hisleriyle,yaptiklariyla kocaman bi delikanli o :)
     2 yas bizde büyük bir dönüm noktasi oldu.Becerileri konusunda,huylarinin iyi-kötü degismesi konusunda gercekten ciddi degisimler yasadik-yasiyoruz..
     Artik gercek anlamda cocuk yetistirmeye basladigimi düsünüyorum cünkü ortak aktivite imkanimiz genisledi,karsilikli diyaloglarimiz basladi vs vs...

  • Artik bidir bidir seri sekilde konusan (cogu zaman yalnizca babasi ve ben anliyoruz ama olsun) bir cocuk oldu.Örnegin su tarz cümleler kuruyor.´Babam bambayi pat bapti amaaa cici bamba tatti,bamba cici oydu´ tercümesi ise söyle :) ´Babam lambayi patlatti ama yeni lamba alip takti ve lamba cici-yeni oldu´ :) Ama kelimesini kullanmasina ba-yi-li-yo-rummm :)
  • Evcilik oynamaya basladi,bebegin agzina biberon vermek gibi degil.Örnegin minyatür hayvanciklarini siraya dizip konusmaya basliyor.Atlari bir tarafa alip ´buyasi kiyes´( burasi kres) diyor,onlarda ögretmenler oluyorlar.Anne fille yavru fili konusturuyor.Anne fil:´ beybi fiy,sen simdi okuya git,oyna´ diyor.Bebek fil ise ´tamam anne,cüüüsss´ diyor.öpüsüp vedalasiyorlar ve bebek fili atlarin ögretmen oldugu krese birakip sonra benzer diyaloglarla diger anne-yavru filleri krese gönderiyor.Kreste yavrulari oynatiyor vs.Amma uzun yazdim degil mi :)
  • Almanca-ingilizce ve türkce alfabeyi ve 20´ye kadar rakamlari sayiyor ve taniyor.Oturup ögrettigimi düsünmeyin,tamamen merakindan sordugu icin kapti ve tabii birkac videosu sayesinde.Alfabe konusunda olayi abartmis durumda.Örnegin P harfini görse ´p, perde,p,kapi´ diye kelimelerin icindeki harfleride seciyor.Kitap,dergi,levha vs. yazan tüm kelimelerin harflerini teker teker söylüyor.Okumayi hemen gelecek sene falan söker mi söker,iyi olur mu peki,sanmiyorum :S
  • Sarki söylemeyi ilerletti.Favorisi almanca backe backe kuchen sarkisi.Aksama kadar kreste ögretmenine bu sarkiyi söyletiyormus,evde de ayni sekilde:)
  • Adini soyadini rahatlikla söylüyor.Hangi ara sokaktan,yürüyerek ya da arabayla günün hangi saati gecersek gecelim ´eve geydiiiikkk´ diye sevinc cigliklari atiyor :) Kapi numaramizi,garaj numaramizi,bilimum tüm bilgilerimizi hafizasina kazimis durumda.
  • 2 yas sendromlari ayni hiz,pardon hizini artirarak devam ediyor.Hayirlar,istemiyorumlar havada ucusuyor.Ve maalesef her nasil ögrendiyse sinirlendiginde vurma eylemine baslamasi fena halde canimi sikiyor.Hoslanmadigimizi bildigi icin cogu zaman vuracakken sert sert,sinirlice ´ayyy anne,ciciiii anne´ yapmasi ise ömre bedel :)Ama acikcasi ufak tefek tüyolarla birkac saniye icinde bu kriz anlarindan cikmayi becerebiliyoruz ve normale dönüyoruz.
  • Kitap okunmasindan artik daha cok keyif aliyor.üstüste bir masali 10 kez okutabiliyor ve bir süre sonra kendiside ezberlemis oluyor :)
  • Sekillerle baglantilar kurma konusunda epey ilerledi.Örnegin iki tane ücgeni birlestirince kare olustugunu biliyor ve uyguluyor.
  • Büyük-kücük kavrami nihayet yerine oturdu :) ´büyük,kirmizi cizgili top´ gibi tanimlari rahatca yapabiliyor.
  • Grup oyunlarina artik daha rahat ayak uyduruyor.
  • Yemegini yiyor,ellerini yikiyor,dislerini fircaliyor.
  • Paylasmayi ögrendi diyebilirim.Bunda kresin büyük etkisi var.
Simdilik aklima gelenler bunlar.Her gecen gün bizi sasirtmaya devam eden minicik bir birey artik.

1 Şubat 2013 Cuma

Kres´e Basladik!

     Daha cok kücük,yok yok büyüdü,zamani degil daha,zamani geldi,ben yetebilirim bir süre daha,i-ihh enerjisini atmasi gerek ikilemleriyle,ha bugün,ha yarin derken birde baktik ki kreste bulduk kendimizi...
     Ne zor bir kararmis ya Rabbim. Bir kere kiyamiyorsunuz, minicik yumuk yumuk bebeginiz sabahin köründe kalkip giyinip okula gidecek ha öyle mi?Hayatta olmaz diyorsunuz,daha cok minik o...
Sonra gün icinde evde ona yetemediginizi,arkadas arayisina care olamadiginizi görüyorsunuz.Bu defa onu evde tutarak daha büyük bir haksizlik mi yapiyorum acaba diyorsunuz..Kaba tabiriyle doluya koyuyorsunuz almiyor,bosa koyuyorsunuz dolmuyor...yada öyle bisey iste...
     O kadar cok arastirdik,sorusturduk ki nedir nasil olur diye,kimlere kimlere akil danismadik ki.Uzmanindan tutunda tecrübeli annelere kadar...Isin uzmanlari cogunlukla 3 yasini bekleyin,bu süre icinde de oyun grubuna yada baska bir aktiviteye götürün dediler.Ama bizim oyun grubumuzun maalesef ki binasi biraz uzaga tasindi,gidip gelmem mümkün degil.Diger kurslarininda kayitlari 1 senelik oldugu icin yenilemek istemedik yarida kalacak diye ( güya tasinacagiz ya)
Tecrübeli annelerde kesinlikle verin,ne kadar mutlu olduguna tanik olacaksiniz dediler.Birde malum 2 dilli cocuk yetistirmek zorundayiz,bu acidan da cok düsündük,ne kadar erken ögrenirse o kadar kar diye.
     Kisacasi hem okul gibi kasmayacak,hemde oyun grubu gibi kisa süre cee ee diyip gelmeyecegi bir yer olsun dedik.Cok sükür,sansimizda güldü ve üniversitenin kresine kaydettirdik minik kuzumuzu.
Kresin amaci anne-babalari üniversitede calisan cocuklara 3 yasina kadar refakat etmek.2 subeleri var bizim sehirde.Toplamda 10 tane cocuk var,ve yine bizim subemizde sayabildigim kadariyla 7 tane ögretmen-pedagog var.Hepsi birbirinden tatli ve tecrübeli olduklari her hallerinden belli bayanlar.Diger kresler gibi su saatte gelecek bu saatte alin gibi kurallari,zorunlu saatleri yok.Anne-baba ne istiyorsa onu önceden bildirip yapabiliyor.
     Mesela o kadar cok kres sorduk sorusturduk ki,en az 35 saatten basliyordu haftalik ve bu bizim icin cok uzun bir süreydi.Bu kreste ise kac saat birakabilecegini önceden kendin belirliyorsun.Biz haftada 15 saatte karar kildik.Yani haftada 3 gün 5 er saat.Harika degil mi? :)
     Sabah saat 10 da gidip ögleden sonra 3 te evde olacak sekilde planladik,ilerde istersem degistirme sansim var.
     Oglusum kahvaltiyi evde yapiyor,öyle olmasini tercih ettim,cünkü kahvalti en degerli ögünü,teker teker hazirlayip önüne getirmezsem icim rahat etmezdi,eminim kreste evde yaptigi kadar güzel bir kahvalti da yapamayacakti.Ögle yemegini ise okulda arkadaslariyla yiyecek.Yemekleri kendin götürüyorsun.Yani korktugum gibi yanlislikla domuz vermisler midir acaba,saglikli mi beslenmistir,ne yemistir derdim yok.Kendim hazirladigim yiyecekleri yiyecegini bilmek gercekten huzur veriyor.
     Ögle uykulari biraz problemli olacak ama sanirim uyku saatleri sarkacak bu durumda ve evde uyuyacak.Öncelikle uyutmayi deneyecekler ama olmazsa da kasmiyorum kendimi cünkü bazen evde de uykusu saat 3ü bulabiliyor.
     Ve baslangic...7 Ocakta basladik krese.Alistirma haftalarindayiz suan.Yani benimde yaninda gittigim dönem.Ilk hafta 1 saat durup eve geldik.Ikinci hafta kisa araliklarla antreye yada disari ciktim.Gecen hafta ise 1 saat biraktim.Ilk birakisimda beni öptü,arkamdan el salladi gitti.Ikinci birakisimda ise cok agladi,ama kapiyi kapatir kapatmaz sustugunu duydum.Bu hafta ise 3 saat kaldi.Ilk 2 birakisimda 5 dakikayi gecmeyecek sekilde agladi,nazlandi ama eve dönerken ögretmenini aradigimda herseyin yolunda oldugunu söyledi.Son gün ise bana öpücük atti ve el sallayarak gönderdi.
     Bu konu hakkinda sürekli kitaplar okuyup,kisa diyaloglarla oyunlar oynuyoruz.Anlatmaya calisiyorum,alistirmaya calisiyorum..Beni kim alistiracak bilmiyorum cünkü her birakisimda adimlarim geri geri geliyor,ilk agladigi carsamba günü benimde icim cikti aglamaktan :( Caktirmiyorum ama cok zormus,simdi anliyorum...
     Pazartesi yine kres var ve benim icime yine koca bir tas oturdu bile.Gün icinde ´Anni okuya dideyim´ demese inanin vazgecebilirim,1 sene daha koynuma alip keyfini cikarabilirim..Ama o böyle sevinirken tekrar eve kapatmakta istemiyorum...Kreste cok güzel,sansimizda güldü,kasinti biryer degil.Pöfff,annelik zor ismis hakkatende...
  Daha kücükken sartlar yüzünden bebegini krese,dadiya,anneanne-babaanneye birakan annelerin önünde saygiyla egiliyorum,inanin cok güclü annelersiniz ve takdiri hakediyorsunuz.
     Bebegini krese vermeyi düsünen annelere ise tavsiyem,evet cok zor baslangicta ama meyvelerini toplamaya baslayinca cok keyifli,yani en azindan bebeginiz icin.Paylasmayi ögreniyor ilk etapta,birey olmayi ögreniyor.Size de bol bol vakit kaliyor,islerini halledebiliyorsunuz,sürekli ertelediginiz doktorunuza gidebiliyorsunuz vs. Üstelik eger benim gibi haftanin belli günleri birakabilme sansiniz da varsa kalan günlerde yine doya doya vakit gecirebiliyorsunuz.Hem ne kadar vakit gecirdiginiz degil vaktinizin ne kadarini verimli gecirdiginiz önemli olan.Hepinize kolayliklar diliyorum :)